BÖLÜMLERİMİZ

Bölümlerimiz

AĞIZ,DİŞ VE ÇENE RADYOLOJİSİ

Doğru teşhis ve tedavi planlamasının yapılabilmesi için en önemli ve ilk basamak oral diagnoz yani teşhis basamağıdır.

 

Oral Diagnoz ve Radyoloji” bölümünde; ağız içinin muayenesi ve röntgenler aracılığı ile detaylı incelemeler sonrasında teşhis koyulur. Ağız içi rahatsızlıklarının nedeninin tespit edilmesinin yanı sıra ileride ortaya çıkabilecek hastalıklar için de ön teşhis işlemleri gerçekleştirilir. Erken teşhis ve koruyucu, önleyici tedaviler ile sorunların en aza indirgenmesi amaçlanır.

 

Radyoloji

 

Ağız içi görüntüleme sistemleri özellikle sert dokulara sahip olan çene kemiği ve diş rahatsızlıklarının teşhis ve tedavilerini kolaylaştırmakta ve hekimlere yardımcı olmaktadır. Son teknolojik gelişmelerle birlikte en sık kullanılan ağız içi görüntüleme sistemleri; ağız içi kamera, panoramik röntgen ve periapikal röntgendir.


Ağız İçi Kamera

 

Ağız içi muayenede kullanılan kamera ile; diş çürüklerinden, dolgulara, köprü ve kuronlara kadar tüm dişler detaylı olarak hasta ve hekim tarafından görülebilmektedir. 
Hasta ve hekimin ekran aracılığı ile gördüğü sistem sayesinde dişler tüm detayları ile incelenerek teşhis ve tedavi yapılmaktadır.


Panoramik Röntgen

 

Panoramik röntgen ile dişlerin tamamının görüntülenmesi sağlanır. Röntgende filmi ağzın dışına yerleştirilerek çekim gerçekleşir ve dişler ile çevre dokularla beraber tüm üst-alt çene ve çene eklemlerinin incelenmesi sağlanır. İmplantlar, gömülü dişler, kistler, v.b. işlemlerin uygulanabilmesi amacıyla kullanılan bir görüntüleme yöntemidir.



Periapikal Röntgen

 

Periapikal röntgen, panoramik röntgenlerde teşhis edilen, ileri ve detaylı görüntüleme gerektiren ağız içi rahatsızlıklar için kullanılan görüntüleme yöntemidir. Birbirine yakın olan dişler ve bu dişlerin kemik dokularının görüntülendiği ağız içi görüntüleme sistemidir.

 Diş hekimliğinde kullanılan radyografi cihazlarının yaydığı radyasyon miktarı çok düşük olup 0.03 miliraddan daha azdır.Bu miktar herhangi bir kişinin güneş gibi doğal yollar ile çevreden 3-4 günde aldığı radyasyondan daha az olmaktadır.

Hastanemizde bütün bu görüntüleme yöntemleri uygulanabilmektedir. MR (Manyetik Rezonans) veya BT (Bilgisayarlı Tomografi) gibi daha ileri tetkikler gerekirse hekiminiz sizi yönlendirecektir.

 

Teşhis ve Tedavi

 

“Oral Diagnoz ve Radyoloji” bölümü; ağız içi ve dışı tüm görüntüleme teknikleri ile; doğru teşhis ve tedavi uygulamalarına yardımcı olmaktadır. OLDCITYDENT Oral Diagnoz ve Radyoloji bölümünde hastaların kayıtları alındıktan sonra, detaylı ağız içi muayeneleri ayrıntılı olarak yapılmaktadır. Muayene sonrası teşhis için gerekli olan görüntüleme tekniklerinin bir ya da birkaçı kullanılarak uygun olan tedavi planı hazırlanmaktadır.

AĞIZ, DİŞ VE ÇENE CERRAHİSİ

Ağız, Diş ve Çene Cerrahisi, diş hekimliğinin ağız, dişler ve çenelerle ilgili hastalıkların, yaralanmaların ve deformitelerin tanı ve tedavisi ile ilgilenen bir dalıdır.


Özel OLDCITYDENT Ağız ve Diş Sağlığı Hastanesi Çene Cerrahisi Kliniğinde Çene Cerrahisi Uzmanı Doç. Dr. Burak BEKÇİOĞLU ve ekibi hizmet vermektedir.

 

Ağız, Diş ve Çene Cerrahisi, ağız boşluğu içinde yer alan yumuşak doku (yanak, damak, dil, dudak gibi) ve sert dokuları (dişler, çene kemikleri gibi) ilgilendiren her türlü rahatsızlığın teşhisini ve cerrahi tedavisini lokal anestezi, genel anestezi veya sedasyon altında ameliyathane ortamında operasyonlar yaparak gerçekleştiren bir bölümdür. Aslında çene cerrahisi başlığı çok genel ve etkin bir tedavi modelidir, bu yüzden çene-yüz bölgesi, çene eklemi, tükürük bezi rahatsızlıkları, ağız içi yaralar ve lezyonlar da çene cerrahisinin çalışma alanı içindedir. Bazı sistemik hastalıkların, ağız içerisindeki belirtilerin saptanması ve tedavisi de bu başlık altında çözümlenmektedir.

 Diş hekimliğinde sıklıkla uygulanan implantların çeneye yerleştirilmesi, implant için gerekli olan kemiğin yetersiz olması sonucu kemik greftleri konulması gibi ileri implant cerrahisi uygulamaları da çene cerrahisinin konuları arasında yer almaktadır.



 

Hastanemizde yapılan çene cerrahisi işlemleri:



 Dişlerin Cerrahi Olarak Tedavisi


  • Kök uçlarındaki lezyonların çıkarılarak dişlerin kurtarılması
  • Kök ucu kistlerinin cerrahi yöntemle çıkarılması
  • Kök ucu anomalilerinin düzeltilmesi 
  • Gömülü dişlerin çıkarılması
  • Gömülü köpek dişlerinin cerrahi olarak sürdürülmesi
  • Dişlere sürme sırasında cerrahi yardım 

 

Çene Kemiği Uygulamaları

  • Çene kemiklerindeki doğumsal veya sonradan gelişen kistlerin cerrahi olarak çıkarılması 
  • Eksik dişlerin yerine implant uygulaması 
  • Çene kemiklerindeki anormal kemik yapılarının düzeltilmesi
  • Temel seviyede ortognatik cerrahi ile çene kemiklerinin rekonstrüksiyonunun yapılması
  • Kemik yetersizliğinin olduğu bölgelere kemik greftlerinin yerleştirilerek desteğin sağlanması 

 

Yumuşak Doku İşlemleri

  • Protez vuruğuna bağlı olarak gelişen büyümüş dokuların çıkarılması
  • Dişler arasında gelişen irritasyona bağlı dişeti ve yumuşak dokuların çıkarılması
  • Dişlerin birbirinden ayrılmasına yol açan frenulumların çıkarılması  
  • Yanak içi mukozasındaki irritasyona bağlı veya spontane gelişmiş dokuların çıkarılması 
  • Tükürük bezi kistlerinin ve taşlarının çıkarılması

 

Protez Öncesi Cerrahi

  • Dişsiz çene kemiklerinin daha uygun protezler için düzeltilmesi
  • Protez için yeterli mesafe sağlanabilmesine yönelik dişeti ve çene kemiği cerrahisi
  • Yapışık dil ve dudaklar için frenulum cerrahisi

 

İmplant Cerrahisi

  • Eksik dişlerin  tamamlanması için çene kemiğine implant (suni kök) yerleştirme
  • Gerekliyse çene kemiğinin implant öncesi cerrahi ile hazırlanması için kemik grefti ve membran uygulamaları


Dişeti Cerrahisi

  • Dişleri destekleyen dişetinin  kemik grefti ve membranlarla desteklenmesi
  • Estetik amaçlı dişeti operasyonları              


Acil Cerrahi 

 

  • Çekim sonrası açılmış sinüs boşluklarının kapatılması
  • Çene kırıklarının basit ve komplike tedavisi

 

Gömülü diş operasyonları


  • Gömülü 20 yaş dişi çekimleri
  • Gömülü köpek dişi çekimleri
  • Gömülü küçükazı ve büyükazı dişi çekimleri
  • Gömülü sürnumere (fazladan oluşmuş) diş çekimleri

ORTODONTİ

Özel OLDCITYDENT Ağız ve Diş Sağlığı Hastanesi Ortodonti Kliniğinde Ortodonti Uzmanı Yrd. Doç. Dr. Enes TAN ve ekibi hizmet vermektedir.


Ortodonti, dişhekimliğinin diş ve yüz düzensizliklerinin teşhis ve tedavisi ile ilgilenen uzmanlık dalıdır. Ortodonti Latince'de düz anlamına gelen "ortos" ve diş anlamına gelen "dontos" kelimelerinden köken alan bir kelimedir.



ORTODONTİK TEDAVİ YÖNTEMLERİ

Koruyucu hekimlik yaklaşımıyla erken kaybedilen süt dişlerin yerine daimi dişler gelene kadar yapılan yer tutucular ile birlikte başlanır. Erken dönemde kalıtsal olan çeneler arası ilişki bozukluklarının (alt ve üst çenenin ileri yada geride konumlanması) tedavilerine zaman kaybedilmeden başlanır, aksi takdirde ileri yaşlarda  ortodontik tedaviler yada çeneler arası ameliyatlar ile bu sorunlar giderilebilir. Erken yaşlarda çenelerin herhangi birisi yada her ikisinde gözlemlenen çapraşıklık ve yer darlıkları bazı vakalarda çocuğun büyüme potansiyeline uygun olarak planlanıp, takıp çıkarılan damaklı teller ile kısa sürede ve kolayca çözümlenebilir.

11-12 yaşlarına kadar kontroller altında yukarıda bahsedilen tedavi teknikleri ile ortadan kaldırılamayan dişsel veya çeneler arası sorunlar sabit teller ile tedavi edilebilirler. Bu dönemde bazen çeneler arası uyumsuzluklar aşırı derecede ise sabit teller kullanılır. Sabit teller metal braketler, şeffaf braketler,kapaklı braketler veya dişlerin arka tarafına yerleştirilen ve ön taraftan hiç görünmeyen Incognito braketleme sistemleri kullanılmaktadır.

 

GENÇ VE ERİŞKİN ORTODONTİ


Bu dönemde dişlerde aşırı çapraşıklık (erken dönemde düzeltilmeyen ortodontik bozukluklar nedeniyle) çeneler arası normalden sapmalar ve hoş olmayan diş, çene, dudaklar ve yüz uyumsuzluklarının oluşturduğu kötü görüntü, renklenmiş dişler, ağız kokusu şikayetlerine sahip hastalarda bu tedaviler uygulanır. Ayrıca erken diş çekimlerinden (yer tutucular yapılmadığı için) ileri yaşlarda bu boşluğa kaymış yada pozisyonu bozulmuş devrik, yatık dişlerin oluşturduğu çeneler arası kapanış bozukluklarına sıkça rastlanır. Bu durum nedeniyle çene yüz ağrıları ile birlikte bu bölgelerdeki dişler kolay temizlenemediğinden diş eti hastalıkları ve yaygın diş çürükleri sıkca rastlanılan sorunlardır. 


Hastaların en önemli sorunlarının başında ön bölgede eğri ve çarpık dişlerin kolay temizlenememesinden kaynaklanan renklenmiş yada kirli dişlerin gülme estetiğini bozması bu nedenle hastaların rahatsızlık hissetmeleri ve bunu psikolojik sorun haline getirmeleri gelir. Bu sorundan kısa zamanda kurtulmak isteyen pek çok kişi ön bölgedeki dişlerini kaplamalar ve porselenler ile uygun estetik kazandıklarına inansalar da bu işlem çok yanlış bir uygulamadır, çünkü en güzel ve en uzun ömürlü diş kişinin kendisine ait dişidir. Porselenler yada estetik diş uygulamaları dişlerin minesinde geri dönülmez madde kaybı diş kesimleri ile yapıldığı için bunları ömür boyu kullanmak mümkün değildir. Porselen ve bu tür estetik restorasyon uygulamalarının ortalama ömürleri 5-8 sene arasında olduğundan dolayı ömür boyu yenilemek gerekmektedir. En önemlisi ise diş yüzeyinden kaldırılmış olan mine ve diş dokularının artık geri dönüşü olmamasıdır. Ortodontik tedavi amaçlanmadan yapılan bu tür uygulamalarda kaybedilen mine ve diş dokuları için ileri dönemlerde hastaya ortodontik tedavi uygulaması mümkün değildir.

Erişkin ve ileri yaşlarda eğri ve çarpık dişler tam fırçalanamadığı için önce dişlerin renklenmesi ve bu bölgede diş eti hastalıklarına zaman içerisinde rastlanması en sık görülen sorunlardır.

Erken diş kayıpları, bununla beraber ideal yerlerinde olmayan (yatık ve devrilmiş dişler) çeneler arası kapanışlarda kuvvet dengesizlikleri oluşturacağı için çene ekleminde çoğu zaman açıp kapama anında tıkırtılar, açma kapama zorlukları ve eklem ağrısı şikayetleri oluştururlar. Bu kişiler ileri dönemde beslenme sorunları ile de karşılaşabilirler.

Erişkin ortodontik tedavilerde genellikle sabit ortodontik tedaviler kullanılmaktadır. Bu dönemde aşırı çeneler arası ve yüz asimetrik düzensizliklerinde sabit teller ile birlikte cerrahi işlemler uygulanabilir. Erişkin ortodontik tedavilerde hastaların sosyal konumu mesleğine göre sabit tellerin pek çok çeşidi olmakla birlikte dişin renginde, fark edilmeyen diş telleri, dişlerin arka (dil) tarafına yerleştirilen hiç fark edilmeyen braketlerin kullanılmasında tedavi süresince hasta psikolojisi açısından çok büyük yarar vardır.


INVISALIGN


Invisalign adı verilen, dişlere takılıp çıkartılabilen kişiye özel yapılmış şeffaf diş kalıplarıyla dişlerdeki çapraşıklıklar ve kapanış bozuklukları düzeltilebilir. Ağızda sabit olmayan bu yöntemle rahatça yemek yenebilmekte, konuşulabilmekte ve istenildiği zaman çıkarılabilmektedir. Invisalign tekniği Amerika'da yaygın olarak erişkin hastalar tarafından kullanılmaktadır.


LİNGUAL TEKNİK


Lingual teknik dişlerin arka (dil) tarafına takılan, kişiye özel üretilmiş tellerle dişlerin pozisyonlarının düzeltilmesini sağlar. Dişlerin doğal yapısı korunarak çapraşıklık ve kapanış bozulukları hiç kimse fark etmeden düzeltilebilmektedir. Hastalara hiçbir rahatsızlık vermemekle birlikte,  konuşma bozukluğu ve estetik bir sorun oluşturmamaktadır.

 

PORSELEN BRAKET


Porselen braketler dişlerin üzerine takılan şeffaf ataçmanlarla dişlerin kapanış bozukluklarının düzeltilmesini sağlar. Özellikle gençlerin ve erişkin hastaların tercih ettiği bu teknik estetik bir görünüm sunmaktadır.

 

 

PEDODONTİ

Özel OLDCITYDENT Ağız ve Diş Sağlığı Hastanesi Pedodonti (Çocuk Diş Hekimliği) Kliniğinde Pedodonti Uzmanı Uzm. Dr. Banu GÜLCAN ve ekibi hizmet vermektedir.

 

Pedodonti kliniğinin misyonlarından birincisi bebeklik döneminden başlayarak, çocuk ve adölesan döneminde kliniğimize başvuran çocuklara ağız diş sağlığının önemini benimsetmek, koruyucu ve tedavi edici hizmetleri en iyi şekilde vermektir.

Sağlıklı çocukların klinik koşullardaki tedavisinin yanı sıra özel hasta gruplarının klinik ya da genel anestezi koşullarında dental tedavisi yapılmaktadır. Pedodonti kliniği olarak hastalarımıza en iyi tedavi seçeneklerini sunmakta; bilimsel çalışmalarımızla ulusal camiada saygın bir yer edinmek için her türlü yeniliği takip ederek kendimizi sürekli yenilemekte ve geliştirmekteyiz.


 

Pedodonti (Çocuk Diş Hekimliği)

 

Pedodonti (Çocuk Dişhekimliği), 0-14 yaş grubundaki bebek, çocuk ve gençlerin süt ve daimi dişlerinin sağlıklı olarak korunmasını amaçlayan, çürük, travma, genetik ve benzeri etkenlerin bu dişlerde oluşturduğu sorunların giderilmesi ile ilgilenen diş hekimliği dalıdır.

 

 

İlk Muayene ve Diş Hekimi Tecrübesi

 

Yapılan araştırmalar çocukların ilk diş hekimi ile tanışmaları için en uygun zamanın ilk süt dişinin çıktığı zaman (6 ay-12 ay arası) olduğunu göstermektedir. Bu tanışma seansı sayesinde hem bebeğin mevcut ağız ve diş gelişimi hem de mevcut beslenme durumu gözden geçirilir. Ağız ve diş sağlığını tehdit eden faktörler varsa aile bu konuda bilgilendirilerek erken dönemde alınabilinecek önlemler sayesinde çocuğunuzun düzgün bir ağız ve diş sağlığına sahip olmasına yardımcı olunacaktır.

 

 

 

Süt Dişlerinin Önemi

 

Süt dişleri toplam 20 tanedir.  İlk süt dişleri yaklaşık 6 aylık iken çıkar ve bu diş çıkarma süresi 2,5 - 3 yaşlarına kadar devam eder. Süt dişlerinin birinci görevi çiğneme fonksiyonu ile çocuğun beslenmesini sağlamaktır. Ayrıca konuşmanın düzgün gelişimi de süt dişlerinin varlığına bağlıdır. Süt dişleri, kapladıkları alanı kendilerinin yerine sürecek olan kalıcı diş için korumakta ve kalıcı diş sürerken ona rehberlik yapmaktadırlar. Süt dişi erken kaybedildiği zaman bu doğal yer tutuculuk fonksiyonu da ortadan kalkmakta ve dişlerde eğrilikler oluşabilmektedir. Mecburi sebeplerle zamanından önce kaybedilen süt dişlerinde bu gibi eğriliklerin ve ortodontik problemlerin ortaya çıkmasını engellemek için diş kaybını takiben “yer tutucu” denilen aygıtlar yapılmalıdır.

 

 

 

Karışık Dişlenme Dönemi ve Kalıcı Dişlenmeye Geçiş

 

Süt dişlerinin düşmeye başlaması çocuklar arasında farklılıklar yaşanmakla birlikte yaklaşık olarak 6-7 yaş civarında ön dişler ile başlamakta ve 12 yaş civarında ise süt 2. azı dişlerinin düşmesi ile tamamlanmaktadır.

 

 

 

İlk süt dişlerinin düşüp kalıcı dişlerin tamamının sürmesine kadar olan süreye karışık dişlenme zamanı denir. Bu dönemde yeni süren daimi dişler mineralizasyonlarını tamamlayamamış ve olgunlaşmamış olurlar. Bu durum bu yeni çıkan dişlerin daha kolay çürüyebilmelerini ve mevcut çürüklerin daha hızlı ilerleyebilmelerine sebep olmaktadır. Dişlerin olgunlaşma süresi dişin sürmesini takiben 3 yıl daha devam eder ve sonunda dişlerin mineralizasyonu sonlanır ve diş çürüğe karşı daha dayanıklı hale gelir. Bu dönemde diş hekimi tarafından dişlere uygulanacak flor cila ve jeller dişin çürüğe karşı daha dayanıklı bir mineralizasyona sahip olmasını sağlar.

 

Karışık dişlenme döneminde (6-12 yaş) daimi dişler sıra ile sürmekte olduğundan dişler arasında doğal yükseklik farklılıkları mevcuttur. Bu yükseklik farklılıkları sebebiyle diş yüzeylerinde gıda artıklarının birikimi daha kolay olduğu gibi bu biriken gıda artıklarının temizlenmesi de daha zordur. Bu sebeple karışık dişlenme dönemindeki çocuklarda diş çürükleri daha kolay gelişmektedir.

 

Karışık dişlenme dönemindeki çocukları diş çürüklerinden korumak için “koruyucu diş hekimliği uygulamaları” yapılması gerekmektedir. Bu uygulamalar;

 

  • Fissür örtücü uygulamaları
  • Flor cila veya jel uygulamaları
  • Tooth mousse uygulamaları
  • Beslenme düzenlemesi
  • Doğru ağız hijyeni eğitimi şeklindedir. 

 

 

Koruyucu Diş Hekimliği Uygulamaları

 

Fissür Örtücü (Fissür Sealant) Uygulamaları

 

Mineralizasyonu tamamlanmamış, henüz yeni sürmüş daimi azı ve küçük azı dişlerinde yeni başlamış veya başlaması kuvvetle muhtemel olan çürüklerin temizlenmesi ve akıcı kıvamlı bir dolgu maddesi ile örtülmesi işlemidir. Bu uygulama sayesinde hem başlangıç halindeki çürüklerden kurtulabilindiği gibi hem de henüz çürük oluşmamış fakat mevcut diş yapısı sebebiyle çürümesi ihtimali bulunan dişlerin yüzeylerindeki çukurcukların (pit ve fissürler) önceden kapatılması işlemidir. Bu işlem sırasında dişlere herhangi bir yuva açılmadığı için diş yapısına zarar vermek söz konusu değildir. Fissür örtücüler kısa sürede gerçekleştirilebilir, pratik, ağrısız ve çok uzun süre fayda sağlayacak uygulamalardır. 

 

 

 

 

 

Florid uygulamaları uzun yıllardır Avrupa ve Amerika’da çürükten korunmak amacıyla gerçekleştirilen ve başarılı bir şekilde yeni çürük gelişimini ve mevcut çürüklerin ilerlemesini durduran bir uygulamadır. Bu uygulamalar sağlık politikaları çerçevesinde içme sularının yapısına flor ilavesi, süte flor ilavesi, okul sularına flor ilavesi ve tuzların yapısına flor ilavesi şeklinde olabilmektedir. Bunların yanı sıra diş hekimleri tarafından klinik ortamında diş yüzeyine uygulanan ve etkili bir şekilde diş yapısına girerek dişin sertleşmesini, mineralizasyonunun artmasını ve daha zor çürüyebilen diş yapısı oluşumunu sağlayan flor cila ve jeller de mevcuttur. Bu uygulamaların çocukların ağız ve diş sağlık durumlarına göre senede 2 veya 4 sefer yapılması tavsiye edilmektedir. Bu uygulamalar sayesinde ilerde oluşması muhtemel diş çürüklerinin büyük bir kısmı engellenmekte ve varsa mevcut diş çürüklerinin gelişimi yavaşlatılmakta veya durdurulmaktadır.

 

Florid uygulamaları süt veya daimi dişlerin tamamına uygulanabilen herhangi bir zararı veya yan etkisi olmayan, ağrı vb. şikayetlerin yer almadığı başarılı bir uygulamadır.

 

Tooth mousse uygulaması

 

Tooth mousse su bazlı ve içerisinde kalsiyum ile birleştirilmiş bir süt proteini olan kazein vasıtası ile dişlerin doğal yapısında bulunan kalsiyumu diş yapısına tekrar kazandırılmasını sağlayan bir üründür. Erken dönemdeki diş çürüklerini tekrar kireçlendirilerek (remineralize ederek) eski sağlıklı durumlarına dönmelerini sağlar. Su ve süt bazlı olması sayesinde her yaştaki çocuk ve bebeklere rahatlıkla uygulanabilir. Özellikle bebeklik döneminde görülen biberon çürüklerine karşı başarı ile uygulanabilen bir üründür. Tooth mousse için dişler için kullanılan vitamin de denilebilir.

 

Beslenme Düzenlemesi

 

Bebeklik döneminde her çocuk anne sütüne muhtaçtır.  Anne sütü her ne kadar bebeğin sağlığı için önemli ise de diş yüzeylerinden temizlenerek uzaklaştırılmadığı takdirde diş çürüğe neden olabilir. Bu sebeple bebeklerin ilk dişleri çıkar çıkmaz diş yüzeyleri temizlenmeye başlanmalı emzirme ve ek gıdalar ve bunların dişler üzerinde oluşturması muhtemel etkilerden korunma yöntemleri hakkında Pedodonti uzmanından bilgi alınması gerekmektedir.

 

 

Doğru Ağız Hijyeni Eğitimi

 

Doğru ağız ve diş sağlığı genel vucut sağlığının ayrılmaz bir parçasıdır. Ağız ortamındaki enfeksiyon odakları vucudun başka herhangi bir yeri için de enfeksiyon kaynağı olabildiği bilinmektedir. Bunun yanı sıra düzgün konuşma ve çiğneme fonksiyonu ve estetik açıdan da ağız ve diş sağlığı önemli yer tutmaktadır. Hem kendimizin hem de çocuklarımızın düzgün bir ağız ve diş sağlığına sahip olması için mevcut ağız bakımı durumunuzun diş hekimi tarafından değerlendirilerek varsa yanlış ve eksik olan kısımların düzeltilmesi hayati öneme sahiptir. Ağız bakımı alışkanlığı bebeklikten itibaren çocukluk döneminde kazanılmaktadır. Bu konuda çocuklar için en önemli rol model aileleridir. Ebeveynlerin ağız ve diş sağlıkları çocuklarının sağlık durumu ile paralellik gösterir. Bu sebeplerle hem kendi sağlığımız hem de çocuklarımızın sağlığı için diş hekimlerinden ağız ve diş sağlığı hakkında detaylı bilgi alınmalıdır. Bebeklik, çocukluk ve gençlik dönemlerinde dişlerde yapısal, konumsal ve beslenme farklılıkları olması sebebiyle her döneme özgü farklı ağız ve diş sağlığı programları oluşturmada Pedodonti uzmanı size yardımcı olabilir.

 


 

PERİODONTOLOJİ

Periodontoloji dişlerin etrafındaki sert ve yumuşak dokularda meydana gelen iltihabi hastalıkların (periodontal hastalık) teşhis ve tedavisiyle ilgilenen diş hekimliğinin bir dalıdır..

 

Periodontal hastalık, diş eti ve dişleri çevreleyen yumuşak ve sert dokuları etkileyen iltihabi durumdur.
 Diş eti hastalığının erken dönemi “gingivitis” tir. Gingivitis, dişin çevre dokularından sadece diş etinin etkilendiği klinik tablodur. Plak tabakasındaki bakterilerin, diş etlerini iltihaplandırması hastalığın başlangıcıdır. 
Plak; dişlerin üzerinde sürekli olarak oluşan yapışkan ve renksiz film tabakasıdır. Bu dönemde diş etlerinde kırmızılık, kanama ve şişlik gözlemlenmektedir. Bu dönemde ağrıya rastlanmamaktadır.

Genellikle yetersiz ağız bakımı ile meydana gelir ve profesyonel diş taşı temizliği ve de evde yapılan düzenli ağız bakımı ile çabuk iyileşme sağlanır. Tedavi edilmezse hastalık periodontitis aşamasına geçer. Periodontitis, bakterilerin etkisi sonucunda diş etinde başlayan iltihabi sürecin, dişi destekleyen diş eti fibrilleri ve alveol kemiğinin yıkıma neden olmasıdır. Sağlıklı diş etinin dişle birleştiği yerde 1- 2 mm 'lik fizyolojik bir diş eti oluğu bulunur. Periodontitiste, bu oluk zamanla bakterilerin saldırısı sonucu derinleşerek periodontal cebe dönüşür. 

 

 

Diş Eti Hastalığının Belirtileri

 

 

  • Ağız kokusu
 
  • Dişlerin sallanması 

 

  • Diş etlerinde çekilme

 

  • Soğuk içecek içildiğinde sızlama

 

  • Dişlerin eskisi gibi kapanmaması

 

  • Diş etlerinde fırçalarken kanama

 

  • Dişler arasında yeni oluşan aralıklar

 

  • Ağzınızda sürekli olarak oluşan yaralar

 

  • Diş etlerinde oluşan şişlik ve kızarıklık

 

 

 

Tedavi

 

 

Diş eti tedavisinde en önemli amaç iltihabi reaksiyonun azaltılması ve yavaşlatılmasıdır. Tedavinin ilk aşamasında iltihaba neden olan diş taşı, bakteri plağı ve ceplerin uzaklaştırılması amaçlanır. Diş taşlarının ve bakteri plaklarının uzaklaştırılması için el aletleri ve ses dalgalarıyla çalışan  ultrasonik cihazlar (kavitron) kullanılır. Diğer hastalıklarda olduğu gibi tedaviye erken başlanması çok önemlidir. El aletleri ve ultrasonik cihazlarla yapılan tedavilerle periodontal yıkım yavaşlatılabilir ya da durdurulabilir.

 

Teşhis konulduğundan itibaren bütün bu tedavilerin yanında bireyin ağız bakımı da çok önemlidir. Hasta işbirliği içinde olmazsa, uygulanan tedavi yöntemlerinin başarı yüzdesi düşmektedir.

 

 


PROTETİK DİŞ TEDAVİSİ - PROTEZ

 

 

Protetik diş tedavisi, kişinin estetik ve fonksiyonel ihtiyaçlarını, tedavi ve rehabilite etmek arayışına cevap veren, sağlık yanında sanatı da içeren bir diş hekimliği dalıdır.

   

 

Dişlerin şekillerinde, yapılarında, renklerinde ve pozisyonlarında meydana gelen bozukluklar, estetik sorunlara yol açabilir. Dişi zayıflatan aşırı gelişmiş bir çürük veya dişe gelen bir darbe nedeni ile dişte oluşan madde kaybı, dolgu ile tedavi edilemeyebilir. Gelişimsel olarak dişin sürmemesi veya tıbbi nedenlerle dişin çekilmiş olması, ağızda dişsiz boşluklar meydana getirir. Bu boş alanlar, estetik bozuklukların yanısıra,

 

 

  • Yemek yeme zorluğu
  • Konuşma bozukluğu (harfleri doğru söyleyememe)
  • Psikolojik problemler (utangaçlık, kendine olan güvenin kaybolması, gülmemeye çalışma)
  • Ağız sağlığının daha da bozulması (dişlerin konum değiştirmesi, aşınması, çürümesi vb.)
  • Çene ekleminde ağrı, ses ve hareket bozukluğu (Temporomandibuler eklem rahatsızlığı)
  • Genel sağlık (yiyecekleri öğütme fonksiyonunun yeterince iyi yapılamaması sonucunda oluşan mide hastalıkları ve beslenme eksikliği) sorunlarına da yol açmaktadır.

 

Tüm bu problemlerin oluşmaması ve tedavisi için çeşitli protetik tedaviler uygulanmaktadır.

 

Protezler

 

Dişlerimiz, çiğneme işlevinde rol oynamaktadırlar. Dişlerin kaybı istenmeyen bir durum olmasına rağmen bazı durumlarda kaçınılmaz olabilmektedir. Protez dişler bu noktada devreye girerler. Meydana gelen diş kayıpları, oluşan kaybın sayısına göre farklı protez tipleriyle giderilebilir;



 

Sabit Protezler

 

Sabit protezler, zaman içerisinde meydana gelen diş kayıplarının, komşu dişler üzerine sabitlenen protez tipleridir. Tek bir diş üzerindeki madde kayıplarının giderildiği kuronlar veya diş eksikliklerinin tamamlandığı köprüler sabit protezler olarak adlandırılır.


 


Kuronlar

Çürük veya travma sonucu dişte meydana gelen harabiyet, bazı durumlarda dişin büyük bir bölümünün kaybedilmesine ve dişin zayıflamasına yol açar. Dişin dayanıklılık açısından kuvvetlendirilmesi için metal, seramik veya tam seramik restorasyonlarla kaplanması gerekir. Dişin şeklini, rengini ve işlevini geri kazandıran bu kaplamaya kuron denilir.



 

Köprüler

 

Köprü yapımı diş eksikliklerinin giderilmesinde kullanılan yöntemlerden bir tanesidir. Eksik diş veya dişler, komşu dişlerden destek alınarak yapılan köprülerle restore edilmeye çalışılır. Bu nedenle komşu dişlerin belli bir oranda küçültülmesi gerekir. Köprüler genellikle çiğneme kuvvetlerine dayanacak metal bir alt yapı ve estetiği sağlayan porselen üst yapıdan oluşur. Ancak günümüz teknolojisinde bazı durumlarda sadece porselenle daha estetik ve doğal köprüler yapılması mümkün olmaktadır.



 

Hareketli Protezler

 

Hareketli protezler, eksik dişlerin tamamlanmasında sıklıkla kullanılan tedavi yöntemidir. Eksik diş sayısının sabit bir protezle telafi edilmeyeceği durumlarda uygulanır. Protez, çene üzerindeki eksik dişlerin bir kısmını tamamlaması halinde parsiyel protez, çenedeki dişlerin tümünün eksik olması durumunda ise total protez diye adlandırılır.

 Hepimiz protez kullandığımızda ağzımızdaki protezlerin hemen fark edileceğinden endişe ederiz. Ancak günümüz teknolojisinde, protezlerle doğal bir görüntü sağlamak ve hastanın estetik beklentilerini tam olarak karşılamak oldukça kolaylaşmıştır.

 Eğer dişlerinizin tümünü veya bir kısmını kaybetmişseniz, protezler görümünüzü, konuşmanızı, gıdaları ısırmanızı ve çiğnemenizi düzeltecektir. Protez yapılmaz ise, doğal dişler, eksik komşu dişlerin olduğu boşluğa doğru eğilebilirler; üst dişler aşağı, alt dişler yukarı doğru yer değiştirebilir. Bu durumda kalan dişlerinizin ısırma ve çiğneme işlevini sağlıklı yapmasını engeller. Protezler dişlerinizin çekiminden hemen sonra ağzınıza uygulanabilir, bu tip protezlere ‘immediat protez’ denir.



 

Hassas tutuculu protezler



Hareketli bölümlü protezlerdeki kroşeler özellikle ön dişlerde estetik rahatsızlık yaratabilir. Ayrıca dişeti sağlığı yetersiz olan dişlere kroşe ile uygulanacak kuvvet dişin kaybedilmesine neden olabilir. Bu durumlarda bir tek dişe gelecek kuvvet, kronlarla dişlerin birbirlerine bağlanması ile dağıtılabilir. Metal kroşeler çevreledikleri sağlıklı dişlerde hasara ve aşınmaya neden olabilir. Hassas tutuculu protezler dişsiz boşlukların hareketli protezle desteklendiği, ağızda mevcut dişlerin, şekil, renk ve pozisyon bozukluklarının da sabit protezlerde düzeltildiği kombine bir protez türüdür. Dayanak olarak kullanılacak dişler prepare edilir. Sabit kronlar yapılırken dişsiz alana yakın olan kısımlarına da hassas tutucu adı verilen hazır malzemeler konulur. Böylece kron üzerine gelen estetik olmayan kroşe yerine ağızda görülmeyen estetiği bozmayan tutuculuk sistemi sağlanmış olur

 


İmplant Üstü Protezler

 

İmplantlar, eksik dişlerin tamamlanmasında kullanılan bir yöntemdir. İmplantın bir parçası cerrahi işlemle kemik içine doğal diş kökü gibi yerleştirildiği için, hastalar implantları gerçek diş gibi hissederler ve kullanırlar. Bu işlem genellikle lokal anestezi ile yapılır. Hastanemizde bu işlemi ameliyathane ortamında genel anestezi veya sedasyon ile de uygulatabilirsiniz. İmplantların çene kemiği ile kaynaşmasını takiben üzerine sabit veya hareketli protezler uygulanır.

 

Özel OLDCITYDENT Ağız ve  Diş Sağlığı Hastanesinde size en uygun protetik tedavi ayrıntılı muayeneler sonucunda tespit edilmektedir.
 

 

ENDODONTİ

Endodonti dişlerde bulunan kök kanallarının tedavisi ile uğraşan diş hekimliği branşıdır. Dişin mine ve dentin tabakalarının altında ''pulpa'' olarak adlandırılan, dişin canlılığını sağlayan damar ve sinir paketinin bulunduğu bir bölüm vardır.Dişin üst kısmında ''pulpa odası'' adını alan bu bölüm diş köklerinin sonuna kadar uzanmaktadır. Pulpanın herhangi bir sebeple iltihaplanması durumunda, dişin sinirlerinin alınarak, kanalların dezenfekte edilip, ardından doldurulması gerekir.

 

Kanal tedavisine ihtiyaç duyan hastalarımız genelde ağrı ve hassasiyet şikâyetiyle bize başvururlar. Bu tip vakalarda dişin üzerine vurulduğunda (perküsyon) hasta ağrı duyar. Herhangi bir şekilde ağrıyla belirti vermeyen vakalarda diş ölmüştür ve kök ucunda lezyon oluşumu vardır. Bu tip vakaların teşhisi yüzde şişme veya röntgen alınması sonucu konur. Kliniğimizde klasik radyografilerin yanında dijital radyografiler de tedavinin her aşamasında kullanılmaktadır. 
 
    Kanal tedavisi lokal anestezi altında yapılır ve ağrı duyulmaz. Dişin ağızda görünen kuron kısmından dişin sinir tabakasına (pulpa) açılan bir oyuktan (kavite) dişin çene kemiği içindeki kök kısmına giriş yapılır. Dişin sinirleri kök kısmındaki kanallarda bulunur. Dişler 1,2,3 kanallı olabilir, hatta bazı dişlerde normalden fazla sayıda kanal bulunur. Kanal tedavisi işlemi sinirlerin alınması, kanalların şekillendirilip mikroorganizmalardan arındırılması ve daha sonrasında genişletilmiş kanalların doldurulması işlemidir. Daha sonra dişin kuron kısmına harabiyetin büyüklüğüne göre restorasyon yapılır ve dişin estetik ve fonksiyonel olarak devamlılığı sağlanır.

 

GENEL ANESTEZİ VE SEDASYON

Özel OLDCITYDENT Ağız ve Diş Sağlığı Hastanesi'nde 10 yataklı servisimiz ve tam donanımlı ameliyathanemiz mevcut olup genel anestezi veya sedasyon ile cerrahi (diş çekimi, diş eti tedavisi, dental implant, kemik grefti, kist operasyonları vb.) ve cerrahi olmayan (kanal tedavisi, dolgu, vb.) tedaviler uygulanmaktadır.

 

Genel Anestezi ve Sedasyon bölümümüzde Anesteziyoloji ve Reanimasyon uzmanı Uzm. Dr. Eren DEMİR  ve ekibi hizmet vermektedir. 

 

Sedasyon Nedir?

 

Bazı sedatif (Diyazem vb.), narkotik analjezik ve bazen hipnotik bir ilacın kombinasyonu ile hasta rahatlatılır ve kısa bir amnezi (unutkanlık) sağlanıp lokal anestezi ile hastanın diş tedavisi kısa sürede yapılabilir.

  

Genel Anestezi nedir?

 

Geçici bilinç kaybı ile birlikte duyu fonksiyonlarının ortadan kalkmasıdır. Halk arasında "narkoz" olarak da bilinmektedir. Solunum yolu veya anestezik ilacın damar içine ilaç enjeksiyonu ile anesteziye başlanır. Bilinç kaybını takiben kaslar kas gevşetici ilaçlarla işlevsiz hale getirilir. Ameliyat sırasında hastanın solunumu anestezi cihazıyla kontrol altında tutulur ve anestezinin devamı için anestezik gazlar kullanılır.

 

Genel Anestezinin Yan Etkileri

 

Günümüzde anestezide kullanılan ilaçların yan etkileri oldukça az olup, vücuttan hızla atılırlar. Ayrıca günümüzde mevcut medikal teknoloji ile gerek anestezi cihazları gerek hasta monitörizasyonu ile hastaların tüm vital bulguları çok yakından takip edilebilmektedir. Bu nedenle uzman hekimlerce ve uygun şartlarda yapıldığı sürece genel anesteziye veya sedasyona bağlı komplikasyonlar oldukça nadirdir. Komplikasyonları minimize etmenin birinci kuralı hastanın pre-op (ameliyat öncesi) anestezi muayenesinin detaylı bir şekilde yapılmasıdır. Bu muayene neticesinde tüm komplikasyonlar ve mevcut tıbbı durum gözden geçirilerek hastanın kendisi ile birlikte bir tedavi planı oluşturulur. 

 

Pre-op Anestezi Muayenesi

 

Hastanemize gelen hastalar önce yapılacak olan diş tedavileri ilgili bölümlerde planlandıktan sonra Pre-op anestezi muayeneleri yapılır. Anestezi muayenesinde öncelikle hastanın detaylı öz geçmişi (daha önceden geçirdiği ameliyat veya hastalıklar, sürekli kullandığı ilaçlar vb.) öğrenilip, fiziksel muayenesi yapılır. Gereken tetkikler yapıldıktan sonra hastaya  yapılacak olan tedavi ve ameliyat hakkında ayrıntılı bilgiler verilir. Hastanın bizzat kendisinin yazılı onamı alınarak hastamıza ameliyat randevusu verilir.

 

Genel anestezi ve sedasyon uyguladığımız hasta grupları:

 

  • 5 yaşından küçük çocuklar (bu grup çocukların ikna yolu ile diş tedavileri imkansız ise)

 

  • Gelişim geriliği olan çocuk veya erişkinler

 

  • İleri derecede fobisi (korku) olan erişkin hastalar

 

  • Genel anestezi gerektiren cerrahi girişimler

 

  • Lokal anestezi ile tek seansta yapılması mümkün olmayan bir çok cerrahi işlemin kısa sürede  genel anestezi altında yapılmasını isteyen hastalar

Copyrights 2015 OLDCITYDENT Sitenin son düzenlenme tarihi: 20.02.2024